HALKLA İLİŞKİLER VE İLETİŞİM DERS NOTU

1.BÖLÜM
İletişim
İletişim sürecini etkileyen ve çalıştıran dört temel unsur dikkat çeker:
Birim: bir biriyle karşılıklı mesaj alışverişi yapan insan hayvan ya da makinenin her birine iletişim birimi adı verilir.
İlişkili olma: alınan ve verilen mesajların birbiriyle ilişkili olması gerekmektedir.
Mesaj: kaynak birindeki ifadenin bir seçim sürecinden geçirilmiş ifadesidir.
Geribildirim: kaynak birimin gönderdiği mesaja karşılık, hedef birimin verdiği yanıttır.
İletişim: kaynaktan alıcıya iletinin aktarılma sürecidir.
İletişimin temel amaçları
Varolmak: her birey kuracağı kişilerarası iletişimle kendi varlığının anlamını kavradığı gibi, kişilerarası iletişim ile yaşamının amacını belirlemekte ve yaşamdan doyum elde etmektedir.
Bilgi edinmek: bir yandan kişinin dış dünyasını anlamada kolaylık sağlarken diğer yandan da kişilerarası etkileşimler yoluyla içselleştirdiği bilgileri öğrenmesini, tartışarak yeni anlamlar kazanmasını ve yeni bilgiler edinmesini sağlamaktadır.
Paylaşmak: paylaşmak çift taraflı işleyen bir iletişim sürecidir. Birey bir taraftan bilgi edinmeyi arzularken diğer taraftan da bilgilenmeyi istemektedir. Bu durum ortak yaşam ilişkisinin bir gerekliliğidir.
Etkilemek: bireyler, birbirlerinin tutum, davranış, duygu ve düşüncelerini etkilemektedir. Kişi, iletişim kurduğu kişiyi kendi istediği yönde etkilemeye çalıştığı gibi karşı tarafın etkisi altında da kalabilmektedir.
Eğlendirmek: eğlenmek ve eğlendirmek insanların iletişim aracılığı ile diğer kişilerle birlikte iyi vakit geçirmesini amaçlamaktadır.
İlişkileri geliştirmek: iletişim kurma amacının temelinde sevme, sevilme ve saygı duyma gibi gereksinimlerin karşılanması vardır. Tüm insanların en büyük gereksiniminin, sevmek ve diğerleri tarafından sevildiği, saygı gördüğü, beğenildiği ilişkileri geliştirmek olduğu düşünüldüğünde ilişkileri geliştirmenin önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Kişilik geliştirmek: kişinin diğerleri ile nasıl ve hangi yönde iletişim kurduğu ve iletişim sırasında hangi rolleri üslendiği toplumsal yapı içinde bir kimlik ve kişilik edinmesini sağlamaktadır.
Gereksinimleri gidermek: Maslow’un hiyerarşi basamaklarının üst kısımlarındaki görevleri yerine getirmek için birey bu noktada iletişime ihtiyaç duyar.
İletişim süreçleri
Kod: mesajın işaret haline dönüştürülmesinde kullanılan simgeler ve bunlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kuralların tümüne denir.
Kodlama: mesajın içeriğinin kod simgeleri haline dönüştürülmesine denir.
Kod açma: mesajın içeriğini yeniden elde etmek için yapılan çözümleme.
Yorumlama: kod açılımından elde edilen mesajın içeriğinin o anki tüm şartlarla yeniden yorumlanması.
Geribildirim: kaynak birimin gönderdiği mesaja karşılık hedef birimin gönderdiği yanıt.
Kendi kendine geribildirim: kişinin kendisinin gönderdiği mesajı kendisinin algılaması sürecine kendine geri bildirim adı verilir.
İletişim ortamları
İletişim sürecini etkileyebilecek nitelikleri olan ve iletişim durumu içinde bulunan kişi nesne ve olayların tümüne iletişim ortamı denir.
İletişim ortamı şu bölümler ayırılarak daha ayrıntılı biçimde incelenebilir:
·          İletişimde bulunan kişilere bağlı özellikler.
·          İletişimin oluşturduğu ortanın psiko-sosyal özellikleri
·          İletişimin oluştuğu ortamın fiziksel özellikleri
İletişim türleri
Kendimizle iletişim: karşı karşıya gelen iki insan arasında gerçekleşen iletişimin benzeri tek bir insanın içinde gerçekleşmektedir. İnsanlar kendi içlerinde bir takım mesajlar üreterek ve bunları yorumlayarak kişi içi iletişimde bulunurlar. Kendisiyle yüzleşmeyen, kendiyle ilgili otokontrol sağlayamayan insanların diğer kimselerle sağlıklı iletişim kurabilmeleri de mümkün görülmemektedir.
Kişiler arası iletişim: kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişim
Örgüt içi iletişim: örgüt, iş ve işlev bölümü yaparak, bir otorite hiyerarşisi içinde, ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş insanların faaliyetlerin koordinasyonudur. Örgüt üyelerinin bir takım işlere kendi rolleri içinde algılayıp algılamamaları ya da sahip oldukları rolleri kendilerine uygun bulup bulmadıkları yine örgüt içi iletişimlerinde belirleyici olabilir.
Kitle iletişim: bir takım bilgilerin/sembollerin, bir takım hedefler tarafından üretilmesi geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu insanlar tarafından yorumlanması sürecidir. Kitle iletişimde kaynak ile hedef arasındaki kanallara ise kitle iletişim araçları denir.






2.BÖLÜM
Kişiler arası iletişimin önemi
·          Toplumsal yapının vazgeçilmez bir öğesidir.
·          Bir sosyal grubu oluşturan kişiler arasındaki kişilerarası iletişim ne denli güçlü ve olumlu ise, o sosyal grubun sürekliliği de o denli fazladır.
·          Kişilerarası iletişim tüm insan iletişiminin temelidir.
Kişilerarası iletişimin tanımı
·          Kişilerarası iletişimin psikolojik nitelikte bir bilgi alışverişi olarak tanımlanır.
·          Kişilerin bir takım rollere bürünerek ya da sosyal ve kültürel kalıplara girerek sürdürdükleri iletişimler kişilerarası iletişimin dışında bırakılır
Kişiler arası iletişimin şartları
·          Kişiler arası iletişime katılan bireyler belli bir yakınlık içinde yüz yüze olmalıdır.
·          Katılımcılar arasında tek yönlü değil karşılıklı iletişim olmalıdır
·          Söz konusu mesajlar sözsüz veya sözlü nitelikte olmalıdır.
Kişilerarası iletişimin özellikleri
İki yönlü: kişiler arası iletişim tek yönlü olamaz.
Roller: o anki kişinin rolleri doğrultusundadır.
Anlam: mesajlara bağlı olarak anlam çıkarmaya dayanır.
Niyet: isteyerek ya da istemeyerek gerçekleşir. Kişiler arası iletişimi istememek bile bedensel dille iletişime katılmak demektir.
Süreç: kişilerarası iletişim daim olan bir süreçtir.
Zaman: ilişki birikimi arttıkça kişilerarası ilişkide artar.
Sonuç: sonuçlanabilmesi için geribildirim olması şarttır.
Kişiler arası iletişimin varsayımlar
1.        Kişiler arası iletişim kaçınılmazdır.
2.        Kişiler arsı iletişimin ilişki ve içerik boyutu bulunmaktadır
3.        Kişilerarası iletişimde mesaj alışverişindeki dizisel yapının kendi başına bir anlamı vardır.
4.        Kişiler arası iletişimde mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki tiptir.
5.        İletişim kuran kişiler eşit ya da eşit olmayan ilişkiler içerisindedir
6.        İlişkilerde kişisel mesafeler vardır
¾       Mahrem alan(30, 35cm): yakınlık içine sadece özel duygusal ilişkimiz olan insanları alırız.
¾       Kişisel alan (40-80 cm): kendimizi yakın hissetmediğimiz insanların girmesine izin vereceğimiz en yakın alan kişisel alandır.
¾       Sosyal alan (80cm-2m): resmi ilişkilerin sürdürüldüğü bölge bu çemberdir.
¾       Genel alan(+2 m):tanımadığımız kişiler içindir.
İletişim sürecinde ilişki kurma boyutu
Beden dili
Kişisel mesafe: uzak durmak ilişkilerde soyutlanmayı yakın durma ise ilişkilerde ilgiyi ön plana çıkarmaktadır.
Öne-kişiye doğru yönelmek: arkaya yaslanmak ilgisizlik öne yönelmek hazırbulunuşluk düzeyini gösterir.
Kollar ve bacakların kullanımı: üst üste olan kol ve bacaklar savunmacı; açık bir duruş dinleme isteğini gösterir.
Göz teması: göz teması karşılıklı güven verir.
Gülümsemek: soğuk ifade ilişkiden alıkoyar gülümsemek hızlandırır.
Tepki vermek: tepki vermek aynı zamanda geribildirim niteliğini taşır.
Dokunmak: dokunmak sıcaklığın en iyi ifadesi

İletişimsizliğe karşı direnç kırma süreci
Direnç kırma davranışı içinde; karşıdan bilgi istemek, ince bir mizah yeteneğini kullanmak, iltifat etmek, nezaketli davranmak ve güncel olaylar üzerine birkaç şey söylemek iletişim sürecinde etkili olan adımlardan birkaçıdır.
Konuşma süreci
Ø  Direnci kırdıktan sonra iyi bir konuşma sürecine girilir.
Ø  İyi bir konuşma esnasında 3 şey dikkate alınır; sorular sormak, etkin olarak dinlemek ve kendini biraz açmak.
Ø  İki çeşit soru vardır; törensel ve bilgi soruları.
Ø  Törensel konuşmayı başlatmak için kullanılır. ‘Adın ne’, ‘ nerelisin’ vs.
Ø  Bilgi soruları deneyim inanç tutum ölçen sorulardır. ‘Bu olaylar hakkında ne düşünüyorsun’ sorusu buna örnektir
Ø  Etkin dinleyici söylenen sözlere kendi sözleriyle geribildirim verir. Bunun anlamı ‘doğru anladığından emin olmak’, ‘ konuşan kişinin dinlenildiğini fark ettirerek güven vermek’, ‘konuşanın kendini bira z açmasını sağlamak’
Senteze gitme
İlişkinin devamlılığı açısından bir sohbet sonucunda doğru senteze giderek tasarımda bulunmak bir sonraki ilişkinin devam etmesini sağlayacak önemli bir etkendir.
Kişiler arası iletişim türleri
1.        Sözlü iletişim: sözlü iletişim dil ve dil ötesi olmak üzere iki alt sınıfa ayrılmaktadır. İnsanların konuşmaları hatta karşılıklı mektuplaşmaları dille iletişim olarak kabul edebiliriz. Dil ötesi iletişim ise; sesin niteliği, ses tonu, sesin hızı, şiddeti, vurgular, duraklamalar vb. kapsar. Dille iletişimde ne söylendiği dil ötesinde nasıl söylendiği önemlidir.
2.        Yazılı iletişim: insanın zaman ve mekândaki iletişim sınırlılıklarını genişletmede en etkin ilk iletişim biçimidir.
3.        Sözsüz iletişim: anlık heyecanı yansıtır. Jest mimik vs. içerir.
4.        Kişi içi iletişim: bireyin kendisiyle kurduğu iletişim düzeyi olup mesajların kaynağının ve alıcısının kendisi olduğu iletişimi ifade eder. Bir neyi insanın kendiyle yüzleşmesi olarak adlandırılabilir.
5.        Kişilerarası iletişim: kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu, iki ya da daha çok kişi arasında gerçekleşen iletişime denir.
6.        Örgütsel iletişim: bir kurumda görev alan kişilerin, önceden tanımlanmış bir takım rollere girerek, hiyerarşik bir düzen içinde, bu rollerin gereğini yerine getirmeye çalıştıkları anlamına gelmektedir.
7.        Kitle iletişim-teknolojik iletişim: birtakım bilgilerin, birtakım hedefler tarafından üretilmesi, geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu insanlar tarafından yorumlanması süreci.
Kişisel iletişim sorunları
İletişim becerisinin yetersizliği sorunu
·          Çekingenlik ve saldırganlığın tam ortası atılganlıktır.
·          Atılgan kişinin özelliği ‘başkalarını küçük görmeden, onların haklarını yadsımadan kişinin kendi haklarını koruyabilme yolu olarak geliştirilen bir çeşit bireyler arası ilişkiler biçimi’ olarak tanımlanabilir.
·          Sorun sebepleri genel olarak; ailenin çocuklarından çağ dışı beklentileri, kuşak çatışmaları, savunucu iletişim, geleneksel Türk eğitim sistemi vs.
İletişim becerilerinin geliştirilmesi sorunu
·          Birey duygusal olgunluğa ulaşmış olmalı
·          Sosyal ilişkiler geliştirilmelidir.
Kişilerarası iletişim engelleri
Bireysel yetersizlik: algı eksikliği, konu ile ilgi yoksunluğu, bilmediği konu ve alanlarda fikir yürütme ve boş konuşma gibi durumlar bireysel yetersizlikteki diğer unsurlardır.
Önyargı: basmakalıp yargı kalıp yargı olarak ifade edilir.
Kişilik tasarımları: farklı kişilik özelliklerinin bir gurup içinde değerlendirilmesi için kişinin zihninde daha önceden oluşturulan şemaların kullanılması yoluyla bir kalıbın içerisinde yerleştirilmesi.
Öngörü: aşağıdaki sırayla gerçekleşmedir:
*        Kişi hakkında öngörüde bulunmak
*        Öngörü doğrultusunda davranır
*        Dayandığı öngörü gerçeğe dönüşür
*        Kişi hakkında bulunan öngörünün doğru olduğu kanısına varır
Sıfatlandırma: sahip olduğu özelliklerden yola çıkarak benzer özelliklerin olduğu gruba dâhil etme.
Kalıplaşmış düşünce: diğer kişiye hiçbir seçenek bırakmayan belirli dayatmalardan oluşmaktadır.
Suçlamak: yaşanan olay ve durumlara ilişkin kendinde ya da diğerlerinde hata bulmasıdır.
Bencillik: kendini düşünen, kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutan kişi olmasıdır.
Değiştirme: karşıdaki kişide beğenilmeyen özelliklerin olduğu ve bu özellikler değiştiği takdirde daha kabul edilebilir olunacağının bir ifadesidir.
Kişiselleştirme: kişinin çevresindeki her olaydan, davranıştan ya da kişiden kendisi ile ilgili bir anlam çıkarmasıdır.
Dilde belirsizlik: kişiler bir konuşma sırasında bilerek ya da bilmeden kelimeleri gerçek anlamları dışında kullanıldıkları zaman yanlış anlaşılmalar yaşanır.
Algı yokluğu: duyumlarımız vasıtasıyla etrafımızdaki uyarıcıların tarafımızdan yorumlanarak anlamlı hale getirme süreci olarak tanımlanabilir.
Savunucu iletişim: benliklerini koruma aracılığıyla iletişimde savunmaya geçme.


Etkili iletişim
Temelinde farkında olma, ayrıntılı olarak iç ve dış dünyanın bilincinde olmanın yattığı iletişimdir. Etkili iletişim birbirinin farkında olan, kendi iç dünyası ile dış dünyasının farkında olan kişilerin kurduğu iletişimdir.
Etkili iletişim neden önemlidir
Etkili iletişim sahip olduğumuz diğer tüm becerileri sonuna kadar kullanmamıza olanak verir. İnsanları motive etme, sorumluluk verme, düzenleme, sorun çözme ve bilgi toplama becerilerimizin hepsi başkalarıyla iletişim kullanma yeteneğimizle doğrudan bağlantılıdır. Etkili iletişim kuramayan bireyler çalışma hayatında hatta özel hayatta başarıyı yakalayamazlar.
Kötü iletişimin götürdükleri
*        Zaman kaybı
*        Kötü iş ilişkileri
*        Beceri geliştirmede yavaşlık sorunlarının çözümünün çok zaman alması
*        Neyin neden yapıldığının bilinmeyişi
*        Çalışanda moral düşüklüğü
*        Şirket için kısa sürede karar çıkamaz vs. vs.
İyi iletişimin getirdikleri
*        Herkes bilinçli olur
*        Kaynak doğru zamanda doğru yerde kullanılır
*        İş için gerekli bilgilere kolayca ulaşabiliriz.
*        Verime katkı sağlayacak fikirler iyi karşılanır ve bundan yararlanılır.
*        İnsanlar becerilerini daha çabuk geliştirirler.
*        Sorunlar daha kısa sürede çözülür.
*        Kuruluş esnektir ve kısa sürede tepki verir.



3.BÖLÜM
Benlik kavramı
Algılanan benlik: bireylerin kendilerini nasıl gördükleri
İdeal benlik: kişinin idealindeki mükemmel ben
Öz değer: ideal benlikle algılanan benlik arasındaki fark
Sosyal kimlikler: insanların ait oldukları ve değer verdikleri gruplar içinde kurdukları sosyal etkileşimler sonucunda geliştirdikleri kimliklerdir.
Benlik saygısı (özsaygı)
Benlik: insanların ben ve bana ait olan olarak tanımladıkları bir kavramdır.
Benlik saygısı: Kişinin kendini algılamasında önem verdiği çeşitli niteliklerin değerlendirmesidir.
Benlik tasarımı ve kişisel ilişkileri geliştirme süreci
İnsan davranışları üzerinde etkili olan bir çok undur vardır bunlardan biri de benlik tasarımı/benlik algısı/benlik durumu dur.
Kendini tanıma ve ilişkilerin kontrolü
·          İnsan doğuştan getirdiği içsel varlık genetik bir özellik taşır, çevre ile girdiği bu etkileşim sonucunda benlik tasarımı adı verilen ve kişinin kendisi ile ilgili bir imaj ya da resmini ifade eden sistemi oluşturur.
·          Bireyin bir birinden farklı ve çok sayıdaki özellikleri ile ilgili izlenim ve yargıları çok sayıda ben kavramını oluşturur, bu çok sayıdaki ben kavramı bir araya gelerek ben kavramlarını ya da tasarımını meydana getirir.
·          Benlik tasarımı, kişinin kendisi ile ilgili bilgi, düşünce, kanaat, algı ve inançlarının tümünün düzenlenmiş durumudur.


İlişkilerde kişisel bağlar
Güven duymak: bir şeye inanmak, ondan emin olmak ve bunu eyleme dönüştürmektir.
Cana yakın olmak: kişisel ilişkileri olumsuz değerle değil olumlu değer yargılarıyla yaklaşma sanatıdır.
Halo etkisi: fiziksel olarak çekici kişilerin, doğru olmasa bile, olumlu bir dizi başka niteliğe de sahip olarak algılanmalarıdır.
Gülümsemek: kişisel arası ilişkilerde ilerleme sağlar.
Başkalarına önemli olduklarını hissettirmek: başkalarına önemli olduğunu hissettirmek iletişimi geliştiren
İlgileri paylaştırmak: sosyal birey olmak başkalarının yaşamlarındaki farklılıklara hoşgörüyle yaklaşabilmektir.
İsimleri hatırda tutmak: insan kendi ismini dünyadaki tüm insanlardan daha tatlı ve sevimli bir kelime olarak algılanır bu yüzden isimler önemlidir.
Geribildirim: alıcıdan göndericiye bilgi akışı.
Etkili geribildirim
*        Kendine özgü, açık, kesin ve nettir. Genele yönelik değildir.
*        Bireyleri veya bireylerin niyetlerini değil; belirli bir davranışı temel alır.
*        Uygun zamanda yapılır
*        Etkili iletişim esastır
*        Bireyleri eleştirmek yerine, onlara yardımcı olmayı amaçlar.
Kişiler arası ilişkilerde benliği korumaya yönelik belli başlı savunma tipleri
·          Freud’a göre benlik kişiliğin dış gerçekliğine en yakın bölümüdür.
·          Psikanaliz yöntemine derinlikler psikolojisi demiştir.
·          Ruhsal aygıtın en derininde bulunan katmanı alt-benliktir. İç güdüler burada toplanır.
·          Bireye haz verecek bütün durumlar alt-benlik tarafından istenir.
·          Üst –benlik, gelişme ve olgunlaşmanın devam ettiği sonraki yıllarda aileden başka, okul, toplumun gelenek ve görenekleri, devlet şeklinde çıkar.
·          Bu durumda alt-benlik ve üst-benlik arasında sıkışıp kalmamak için ruhsal aygıtta yeni bir gelişme olur. Bu yeni gelişen katman benliktir.
·          Benliğin temel işlevi uyum sağlamaktır.
·          Benliğe benzeyen bir başka psikolojik kavram da kendilik (self) kavramıdır. İnsanın doğuştan getirdiği olumlu potansiyelleri ifade eder.
·          İd: içgüdü haz ve doyum çabası
·          Süper ego: toplumun istek ve sorumluluğunu içerir.
·          Ego: akılı araç olarak kullanarak id ve süper egonun ortasını bulmaya çalışır.
Savunma mekanizmaları
Bastırma: üstben tarafından izin verilmeyen duygu ve düşüncelerin altben tarafından bastırılmasıdır.
Yansıtma: bireyin kendinde bulunan kusurları başkalarında görmesi.
Yadsıma inkar: kişinin zor yada rahatsız edici türdeki yaşantıları yaşanmamış sayma.
Yön değiştirme: kişinin isteklerini ve kızgınlıklarını gerçek kızılan kişiye değil de daha az zarar gelecek kişiye yöneltmesi.
Mantığa bürüme: kişinin hatalarını mazeretlerle makul göstermesi
Özleştirme: kişinin bir diğer insanın ya da grubun bazı özelliklerini ve inançlarını benliğine katarak kişiliğinin parçası durumuna getirmesi.
Özdeşleme: kişinin kendini başkalarının yerine koyma ve davranma eğilimini ifade eder
Ödünleme: kişinin kendini zayıf gördüğü bir alandaki eksiğini kuvvetli olduğu başka bir alandaki başarısı ile örtmeye çalışarak kaygıdan kurtulması
Yüceltme: ilkel nitelikteki eğilim ve istekler doğal amaçlardan çevrilerek toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülmesi.
Gerileme: kişinin o anki gereksinimleri yaşına uygun doyurmazsa, daha önceki gelişim aşamalarına dönüş görülmesi.
Saplanma: kişiliğin duygusal ve zihinsel yönlerinin sürekli gelişmesi ve olgunlaşmasıyla aşılır.
Dönüştürme: gerçek nedeni olmayan hastalık çıkarma. Histerik kişilik karakteri gösteren kişiler tarafından kullanılır
Çözülme: kendi aralarında birlik oluşturan bir ruhsal etkinlik kümesinin, kişiliğin geriye kalan bölümüyle bağlarını kopararak, bağımsız bir biçimde etkinlik göstermesi durumuna denir.
Duygusal soyutlama: bazı kişiler, diğer insanlardan bağımsızlık kazanarak iç ve dış gereksinimlerinin onlar tarafından etkilenmesine karşı önlem alması. Örneğin para biriktirme örneğin davranışları duygudan ayırma
Yapma-bozma: yapma-bozma mekanizması kişinin kendisi ve çevresi tarafından onaylanmayacak düşünce veya davranıştan vazgeçmesi ve eğer böyle bir söz ya da eylem dışa vurulmuşsa, ortaya çıkan durumu onarılması ile belirlenir.
Karşıt tepki oluşturma: suçluluk duygusu yaratan tehlikeli istekler çok yoğun olduğundan da bunların baskı altında tutulması da güçleştiğinden kişi bu isteklerinin tam karşıtı olan bilinçli tutum ve davranışlar geliştirerek kendini korumaya çalışır.
Neden bulma: gerçekleştirilememiş isteklerin yarattığı düş kırıklığı yumuşatma amacıyla kullanılır. Neden bulma her ne kadar kişiye gereksiz engelleme duygularından korur ve yetersizlik duygularının hafiflemesine yardımcı olur.
Duygudaşlık ve boyun eğme: herkese karşı kendini ifade etmekten geri durma ve herkesi onaylayıp razı olma
Hayal dünyasına kaçma: hayal dünyasına kaçıp olumsuzlukları göz ardı edip kendini mutlu hissetmesi
Yoksun bırakma: karşısındaki kişinin varlığını yok sayma
Parçalanma-benlik bitimi: psikozlar
Yapıcı iletişim süreci
Yapıcı iletişim, sizin için önemli olan bir kişiye karşı duyduğunuz kızma, kırılma, rahatsız olma gibi duygularınızı, onunla paylaşarak birbirinizi daha iyi anlama, birbirinizi daha gerçekçi tanıma amacıyla kullanılır.
Yapıcı iletişimde içine atma ya da içe dönük olma sebepleri
Kaybetme korkusu: eğer olumsuz duyguları karşıya belirtirsem onu kaybedebilirim.
Kötü insan olma korkusu: iyi ve olgun bir insan kızmaz ve kırılmaz. Kızan ve kırılan insan zayıf ve kötü bir insandır.


4.BÖLÜM
Toplumsal duyarlılık
·          Yaşanılan dünya ve yaşanılan olaylar arsında ilişki kurmak ve bu konuda sorumluluk almak toplumsal duyarlılık kavramını ifade eder.
·          Pozitif sosyal davranışlar: başkasının ya da başkalarının gereksinimlerine yönelik olan davranışlardır.
Tutumlar
Tutum: bireylerin belirli objelere karşı, geçirdiği çeşitli deneyimler sonucu düzenli bir tavır alışları, davranış biçimleridir.
Normlar: belli durumlardaki beklenilen davranış ve davranış kalıplarıdır.
Tutumları oluşturan faktörler
Bilişsel boyut: belirli bir nesne hakkında sahip olunan fikirleri ve inançları içerir. Kişi bazı kaynaklardan tutuma konu olan olgu hakkında bilgiler alır, bilgilerini kendi bilişsel yapısı doğrultusunda diğer bilgileri ile birleştirir ve bir inanç sistemine ulaşır.
Duygusal boyut: duygusal boyut, bir nesne veya kimseye karşı sahip olunan duyguları içerir. Tutumu oluşturan duygusal faktörler ile kişinin tutuma konu olan heyecanları anlatılmaktadır.
Davranışsal boyut: bu boyut kişinin nesneye karşı olan davranış eğilimini içerir. Kişinin inanç ve bilgileri sonucunda ortaya çıkan yargısı onu bir nesneye karşı olumlu veya olumsuz harekete eğilimli hale getirecektir.
Tutumların işlevleri
Anlama veya bilgi işlevi: tutumlar bireylerin dünyayı, çevrelerini anlamalarına, etrafında olanları anlamlandırmalarına yarar. Bireylerin neye dikkat edecekleri ve olayları nasıl algılayacakları tutumları tarafından etkilenir.
Gereksinimlerin karşılanması işlevi: oluşan tutumlarda çoğunlukla bireylerin sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik gereksinimlerini karşılamalarına, arzu ettikleri amaçlarına ulaşmalarına yardımcı olur.
Benliği koruma işlevi: tüm bireyler farklı düzeylerde de olsa bazı benliği koruma mekanizmaları kullanmaktadırlar. Bazı tutumlar da bu savunma mekanizmalarına yardımcı olmaktadır. Belli bir gruba karşı olumsuz tutumlara sahip olma bireyin kendi grubunu üstün görmesine ve bu üstün grupta olduğundan dolayı da kendisi ile gurur duymasına neden olabilir.
İçsel değerlerin ifade edilme işlevi: tutumlar bireylerin içsel değerlerini ve inançlarını ifade etmelerine yarar. Bireyler tutumlarını karşısındakilere belirttiklerinde kendi kişiliklerine, kimliklerini ortaya koymuş olurlar.
Tutumlar ve davranış ilişkisi
Tutumu ‘bir bireye yüklenen ve onun bir psikolojik nesne ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğim’ olarak açıkladığımızda; bu tutumun meydana getirdiği sadece bir davranış eğilimi ya da sadece bir duygu değil, düşünce-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesi olduğudur.
Tutum ve davranış ilişkisinde yükselen iki unsurdan bahsedilebilir; tutumun kuvvetliliği ve tutumun erişilebilirliği.
Tutumun kuvvet derecesi: tutum kuvvetli ise tutum ile verilen karar ve tutum ile davranış arasında güçlü bir ilişki vardır. Güçlü bir ilişki ile oluşturulan tutumların değiştirilmesi de mümkün olamamaktadır.
Tutumun erişilebilirliği: bir tutumun ne kadar kolay bir şekilde hatırlandığı ve bilinç düzeyine getirildiği ile ilgilidir. Yüksek erişilebilirliği olan tutumlar kuvvetli yani önemli olanlardır. Bu tutumun tekrar tekrar ifade edilmesi hem tutumun önemini hem de tutumun erişilebilirliğini artırmaktadır. Erişilebilirliği yüksek olan tutumlar önemlidirler ve kolaylıkla değişmezler.


Tutumlar ve kişilik ilişkisi
·          Dış dünyaya karşı vaziyet almamızı biçimlendirir.
·          Tutumlar genelde bilişsel bir etkinlik sonucu ortaya çıkar.
·          Bireysel psikolojide, her biri bilişsel bir yapı olan kişilik özelliklerinin karmaşık bir bütünlüğü söz konusudur.
·          Kişilik özellikleri ikiye ayrılır;
Yüzeysel: davranışlarla ifade edilebilen açık özelliklerdir.
Temel: yüzeysel özelliklerin oluşmasına yol açan gizli ve bilişsel özellikler. Temel faktör analizi yöntemi ile ortaya çıkarılır. Faktör analizi davranışın altında yatan bir çok değişkenin ilişkilendirilme teknikleri ile çözümlenmesini içerir.
(kişilik yapısı kuramına göre bu ayrım oluşturulmuştur)
Zorunlu tutum değişikliği
Zorunlu tutum değişikliği iki şekilde yapılır:
1.        Yasa veya koşulları değiştirmek yoluyla bireyden kendi tutumuna zıt tutumlara sahip bir insan rolünü açıkça oynamasını istemek yoluyla
2.        Tehdit baskı yoluyla bireyden belli bir biçimde davranma ve tutum ortaya koymasını isteme vb. durumlar
Sosyal etki
·          İnsanların birbirini etkileme, düşünce, duygu ve davranışlarını diğerlerine benimsetme istekleri mevcuttur.
·          Genel olarak sosyal etki, bireylerin bilinçli veya bilinçsiz olarak, diğer kişi veya kişilerin herhangi bir konuda duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirme işlemi sosyal etkidir.
·          Etkilemeye uğraşsan kişi ‘sosyal etki kaynağı’ duygu ve hareketleri değiştirilmek istenen kişiyi ‘sosyal etki hedefi’ olarak isimlendirir.

Sosyal etki ortamları
Sosyal etkiler üç farklı ortamda meydana gelebilir bunlar:
1.        Kişiler arası birebir iletişim olduğu ortamlardaki sosyal etki: bir veya birkaç sosyal etki kaynağı ile bir veya birkaç sosyal etki hedefinin birebir iletişimini içerir. Bazı araştırmacılar bunu Yüzyüze iletişim ve ya birebir iletişim olarak adlandırırlar. Birebir en bireysel olan türüdür ve hedefte değişim sağlamama ihtimali yüksektir.
2.        Birey- grup iletişiminin olduğu ortamlardaki sosyal etki: bu ortamda sosyal etki kaynağının aynı anda birçok etki hedefini etkileme, ikna etme çabası söz konusudur. Bu alanda en başarılı isim olan Hitler’e göre: Konuşmacı konuşmayı basit tutmalı herkesin anlayabileceği ifadeler kullanmalı fazla bilgi sosyal etkiye zarar verebilir.
3.        Basın ve yayın aracılığıyla oluşturulan sosyal etki: basın ve yayını kullanmanın en önemli avantajı aynı anda milyonlara ulaşabilmesi ve çok sayıda insanı etkileyebilmesidir. Fiziksel yakınlık olmasa da nasıl bir ortamda kimlerle birlikte bu etkiye maruz kalındığı önemlidir.
En başarılısı hepsinin aynı anda uygulanıyor olmasında gizlidir.
Sosyal etki çeşitleri
Sosyal etki çeşitleri iki tür kaynaktan biri bağlıdır bu kaynaklar;
1.        Sosyal kurallara bağlı sosyal etki: bir insanın gruptan veya diğer bir insandan ödül almak veya cezadan kaçınmak için uyum sağlaması ve emirlere boyun eğmesi durumunda oluşur. Uyumun nedeni sosyal onaydır.
2.        Bilgiye dayalı sosyal etki: eğer birey bir durumda nasıl davranacağını bilmiyorsa, etraftakilerin davranışını doğru kabul edip onları bilgi kaynağı sayıp onların davranışına uyma şeklinde gerçekleşen sosyal etki türü.

Uyma davranışı
·          Uyma: bir kişinin davranış veya inançlarını açık bir istek olmadan diğer kişilere göre değiştirmesidir.
·          Uyma davranışını değişiklik geçiren kişi değişimin nedenini tam olarak açıklayamaz.
·          Uyma davranışı gerçekten inandığı için içselleştirme yoluyla olabilir buna benimseme denir.
·          Benimsemiş görünme ise  ‘aptal durumuna düşmemek için’, ‘çıkıntılık yapmamak için’ vb. nedenlerle ortaya çıkan bir durumdur.
Uyma davranışının olup olmayacağına etki eden birçok etken vardır. Bunlardan bazıları:
Bireysel özellikler: bağlanma ihtiyacı yüksek, kendine güveni az, otoriter tutuma sahip, grubu çekici bulan kişilerde daha fazla uyma görülür.
Grubun özellikleri: gruptaki kişilerin sayısı ve grubun etkileme düzeyi önemlidir.
Ortamın özellikleri: ortamda belirsizliğin bulunduğu ya da bireysel olarak varılan yargıların doğru olduğundan emin olmanın güç olduğu durumlarda bireylerin uyma davranışı gösterme olasılıkları artmaktadır.
Sosyal etki ve uyma davranışının nedenleri
Kendimizi sevdirmek: ilişki içinde olduğumuz insanlara önce kendimizi sevdirmeye sonra da çeşitli isteklerimizi kabul ettirmeye çalışırız. Bu açıdan öncelikle uyma davranışı gösteririz.      
Karşılıklılık normu: yapılan iyiliklerin karşılığının verilmesi gerekir biçimde ifade edilen öğretidir.
Çoklu-istek taktikleri: iki istek sunulur. İlk istek daha sonra gelecek olan asıl isteğin kabulü için uygun bir zemin hazırlar
Farklı yaşam alanlarında ve uzlaşının işleyişi
Aile içi yaşam biçimlerinde anlaşım ve uzlaşı: ilkel klanlarda aile çekirdek özelliği göstermiyordu çocuk bir babaya değil tüm klan erkeklerine aitti. Sınıfsal toplum yapısıyla kadın mülkiyet hakkından uzaklaşarak bir erkeğe bağlı şekilde aileler kurulmuştur. Feodal yapıyla birlikte biyolojik babalığın önemi artmıştır. Kapitalist sistemle kadın ev işlerinde erkek fabrikada çalışan bir mekanik haline döndü. Günümüzde hem erkeğin hem kadının çalışma hayatına dahil olması sonucu ne var ki görece ekonomik bağımsızlığını elde eden kadın, erkeğin karşısında özgürleşse de sistemin sömürüsüne doğrudan hedef olmuştur. Devamında çekirdek aile çözülmeye başlamış ailesel mülkiyetin yerini aile içinde bireysel mülkiyet almıştır. Bu bireyselleşme bağı koparan en önemli neden sayılmaktadır. Ayrı bilgisayarlar ayrı arabalar ayrı televizyonlar... Vs. vs.
Okul ortamında anlaşım ve uzlaşı
Yönetici ve iletişim: yöneticilik bir temsil mesleğidir. Yönetici görev yaptığı kurumu belirlemiş ilkeler ve amaçlar doğrultusunda temsil eder. Okul yöneticisi için de aynı durum geçerlidir.
Öğrenci – öğretmen iletişimi: disiplin ne kadar otoriter sisteme ait olunduğu düşünülse de eğitim ortamında gereklidir. Otoriter sistemler de öğretmen merkezi söz konusudur  öğretmen mesleki konumu öğrenciyi ezmek için kullanır. Eğitim öğretimde ki çağdaş gelişmelere rağmen ülkemizde halen otorite hüküm sürmektedir.
Arkadaşlık iletişimi: arkadaşlık sözcüğünü, sevgi, dayanışma, dostluk ve anlayış duygularıyla birbirine bağlanan kişilerin kurduğu ve sürdürdüğü kişilerarası iletişim biçimi olarak tanımlanır. Sözlü iletişimin egemen olduğu geleneksel kültürlerden gündelik yaşantıya giren araçlı iletişim kültürüne değin arkadaşlık olgusu, niteliksel açıdan değişime uğramıştır. Özellikle tüketimi yaşam biçimi olarak dayatan küresel sistem, günümüzde tüm insani değerleri de metalaştırmaya başlamıştır. Faydacı yaklaşım esas olmaya başlamıştır.
İş yaşamında anlaşım ve uzlaşı: iş yaşamında günümüzde işçi patron arası bir hiyerarşi oluşmuştur aynı hiyerarşi memur müdür arasında da söz konusudur. İş yaşamında anlaşım ve uzlaşı önemli ve gereklidir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar